4 Kasım 2009 Çarşamba




Football Manager kariyerim başarılarla dolu. Öyle ki; oyunun save dosyasını Barcelona yetkililerine mail olarak attım ve benden o kadar etkilendiler ki 'who the fuck are you?' diye bir cevap verdiler. Gelen mailin içeriğine takılmayın, alt metnini görün. Şeytan, ayrıntıda gizlidir. Keza Rıdvan Dilmen de öyle.. Mesajın alt metni şöyle diyor; sana o kadar kanımız kaynadı ki seninle yıllardır arkadaşmışız, can, ciğermişiz gibi cevap atıyoruz. Sana güvendik koçero, sevdik biz seni.

Fm kanıma o kadar işledi ki bazen paralel evrende bebenin biri tarafından kontrol edildiğimi düşünüyorum. Popmundo mudur ne halttır, aha o tarz bir oyunda yarattığı karaktermişim gibi oluyor. Fm'de Fernando Torres'i almak için çok fazla uğraştım, fakat Liverpool satmamakta diretti. Ben de çareyi Liverpool'a menajer olup Torres'i beleje kapatmakta buldum. Kesinlikle pişman değilim. Adam gibi izin vermeleri gerekirdi Torres'le görüşmeme. 15 dakika yalnız bırakmalılardı beni onunna.. Hah işte, bu yaptığımın aynısını paralel evrendeki bebe bana yapıyormuş gibi oluyor zaman zaman. Birileri mutlu olsun diye benim içime giriliyor, bana istemediğim şeyler yaptırılıyor, birileri mutlu olurken benim ağzıma sıçılıyor. Liverpool da Torres gittikten sonra ligde 12. oldu.. Bana da böyle yapılıyorsa bir gün paralel evrene gidip o çocuğu bulmak, iki çift laf etmek isterim. 'Genç adam' derim, 'yanlış senin bu yaptığın. Hilesiz hurdasız iş yapsana eşşoğlu.' Suratıma tip tip bakarsa çöğdürürüm ağzının üstüne ve kendi evrenime geri dönerim.

Bunların hepsi hayatımın kurgusal kısmı tabii. Bazen gerçek dünyada da yaşayabiliyorum. Yaşadığımı en çok Ekomar denen marketin kasiyeri hissettiriyor bana. Kasaya her girişimde uyuz gibi orasını burasını kaşıyıp suratıma bakmadan 'borcunuz şu kadar. bir an önce ödeyin de çıkın bu bakkaldan' diyor. 'Vay arkadaş ya' diyorum, 'fiş almayacam.' O da suratına bakmayan müşterilerden bıkmış tabii, hırsını garibandan çıkarıyor. Marketten çıkıyorum ben de karşı komşunun suratına bakmıyorum, o sinirleniyor bakkal Murat'ın suratına bakmıyor, ondan sonra aynı anda başlıyor dedikodu; 'insanlar çok iletişimsiiz. pis insanlar.' Çok garip şeyler var dünyada.

Şeytan dedik yukarda, bundan iki saat önce hayatımın götünü oldum. Sınavdan çıkmış eve doğru yürürken ıslıkınan Fear of the dark solosu atarken rejiden uyardılar; 'gece ıslık çalma lan şeytan gelir' dediler. Reji dediğim de benim arkadaş Serhat. 'Ne şeytanı lan akşam akşam. Saçma sapan şeylere takılıyosunuz, soğuğun skinde işi gücü yok ıslık çaldım diye yanıma inecek' dedim. Ve ekledim; 'hem şeytan kim amına koyim. Adamsa Miami'yi şampiyon yapsın' Reji bana dönerek uyardı; 'gelmiş işte olum, 10 saniyede tonla günaha girdin.' 'Hakkatten geldi lan' diye düşündüm, üstelik günaha soktu beni pezevenk. Neyse Çan eğrisi varmış zaten. En günahsız adam hayatının yuvarlak hesap %60'ını günahsız geçirmiş desen, benden %25 çıksa bi CC çıkarırım. Sonra ver elini büt. Az önce ıslıkla High Hopes'un solosunu atıyordum. Ve sanırım yine günaha girdim.. Her ıslığa geliyormuş bu arkadaş..

Tuna Kiremitçi bikaç haftadır bazı şeyleri bırakıyor ve bunları 300k tirajlı gazetede yazıyor. Yok roman yazmayı bıraktım, yok köşe yazmayı bırakacam, yok nicotinell sakız aldım sigarayı bırakacam. Labırak! Çık git. Şebnem Ferah'ın hayatının hatası olacak o adam, ben diyeyim.

Ercan Saatçi'yi de kovmuşlar. İç güveysiliğinden de istifa ederse ertesi gün limon satmaya başlar. Halbuki zamanında yayınlanan Türkstar yarışmasında jüri arkadaşı Deniz Seki ile birlikte yarışmacının tekine atar yapıyorlardı. 'Sen bennen böyle konuşaman' diyorlardı adama. Sonra biri oroyinden hapse girdi, biri kalitesiz destanı yazdı.. Büyük insanlardı gerçekten. Nasıl böyle bir şey yaptılar anlamadık..

Yarın önemli bir vizem var ve ben oturmuş bunu yazıyorum. Paralel evrenden beni kontrol eden it, iki gün go on holiday yap da başımın çaresine bakayım. Bak bu sana son uyarım. Bırak benim peşimi. Uğraşırım senle, başına bela olurum.. rahat vermem.. üstüne gelirim.. döverim..

Biterken şu çalıyordu;





Hey yavrum be..

Hiç yorum yok: