5 Mart 2009 Perşembe

saç, kıl, siyah, kova, jöle, sado, mazo, hüso, kelebek, otobüs durağı, piç

lisedeyken sınıf arkadaşıma aşık olmuştum. o bana aşık olmamıştı ama, son sınıflardaki sarışın oğlanla çıkıyordu. sokayım ona. zaten şu üst sınıflarla çıkıp sosyal mastürbasyon yapma skini icat eden karıya oldum olası kılım. keza tarkan da kıl. lan nasıl bir düzen kurmuşlarsa kendilerine, alt sınıf erkeği asla üst sınıf kızıyla çıkamazıdı. ama alt sınıf kızlarını üst sınıf erkeklerinin kucağından toplar idik. kim lan bunun sorumlusu?
bu kıza aşık olduğumçün sabahın kör vakti uyanıp saçıma jöle sürerdim denyo gibi. bir de nasıl şartlandırılmışsak, horoz ibiği gibi iki tel saçı havaya kaldırınca yakışıklı olduğumuzu sanardık. profilden bakıldığı zaman ten ten'e benziyorduk ki ten ten de olası bir yakışıklılık kriteri istatistiğinde kafadan dibe oynayacak tipte bir heriftir. hangi akla hizmet saç jölelemişim hala merak ediyorum. neyse ki mevzu o değil zira mevzu o olsaydı ben yine cevap bulamazdım, it gibi kalırdım burda.

o tatsız günlerin üzerinden yıllar geçti ve ben bir haftadır saçımı jöleliyorum.. ama bir sor niye jöleliyorum. berbere gittim geçenlerde, berber dediğim adam da en iyi ihtimalle 90 yaşında, bir ayağı çukurda bir herif. aldı makası bodoslama girişti lepiska gibi saçlarıma şerefsizin çocuğu. bir süre sonra otomatiğe bağladı, ne kadar 'yeter abi, iyi böyle' dediysem de dinlemedi, edward skişsorhands gibi devam etti yarım kalan işine. gözümü açtığımda aynada korkmuş görünen bir oğlan çocuğu titrek gözlerle bana bakıyordu. 'ne bakıyosun lan?' dedim, 'ne bakıyosun lan?' dedi, 'cevap versene it' dedim, 'cevap versene it' dedi. bendim lan bu. zaten aynaya kaçmış ödlek bebe ruhları japon korku filmlerinde olur sadece. emin olmak için 'puşt' dedim, 'sensin lan o' dedi. aha, ben değildim lan bu. peki kimdi bu? haha, şaka lan. bendim. bu adına hüseyin denilen berber resmen doğramıştı saçlarımı, adeta avurdunuskmişti afedersin. elinde salçalı ekmek, top oynayan bebeleri izleyip onlara nanik çeken mahalle bebeleri olur ya, aha onlara çevirmişti beni yemin ediyorum. alnımın üzerine düşmüş düz bir çizgi halinde uzanan saçlar, yarısı soyulmuş muz gibi, ne bileyim hamam tası gibi kafa.. napmıştı lan bu?

birkaç gün git gel yaptım yeni stilimle okula, dalga geçtiler benle. 'ne lan bu, anamur muzuna dönmüşsün' dediler. halbuki iyidir anamur muzu, tatlıdır falan, ne bileyim. harbiden çok dalga geçtiler yea.. salçalı ekmek tutuşturdu elime ibnenin biri, arıyorum şimdi onu, bıçaklayacam. muhtemelen parmak izi kalmıştır ekmeğin üstünde ama vermedim adli tıpa. nimet sonuçta, mundar olmasın.
baktım olacak gibi değil, alnımın çatındaki ince saç ufkundan kurulmam lazım, jöle sürdüm ben de. diktim saçlarımı, ortam oğlanına döndüm. gömleğimin üst düğmelerini de açtım, kıllarım var. onlara da jöle sürcem yarın. aslında benim için sorun yok, uzayana kadar idare ederdim ben ama hocalarım bile, düşün, koca koca profesörler bile taşak geçiyor benimle. önce kendi kafasına bakmaz oysa. küflenmiş yoğurt gibi saçı var.. neyse, ben saçları jöleleyince bir takım çevresel faktörler ivme kazandı. aklımda kalanlar şunlar;

- 'vaay kız mevzusu var galiba' diyenlerin sayısı arttı.
- 'ohş yakışıklı' diyenlerin sayısı arttı.
- 'muhahaha' diyenlerin sayısı da lanet olsun ki arttı. ne yapsak yaranamıyoruz bu ibnelere.
- saç teli sayım azaldı. en çok da bu dokunuyor bana zaten. saçımı yıkamaya çalışırken tutam tutam saç düşüyor elime. benim saçım lan onlar.

şerefsizin berberi. ne hallere düşürdü beni.. insan içine çıkamaz oldum lan. günümün 10 dakikasını ayna karşısında harcıyorum. yazıktır, günahtır. o ibnenin dükkanına bir daha adımımı atarsam iki olsun. belki üç.. dört de olabilir, bilemedim şimdi.. mahalle berberimizdi o bizim. kalfayken başladı beni traş etmeye, hala zerre ilerletememiş mesleğini denyo.

***

kurban'ın ağla isimli şarkısını buldum geçen. üniversiteye geldiğim ilk hafta dur durak bilmeden dinliyordum bunu, hiç arkadaşım yoktu.. şimdi tekrar dinleyince içim bir hoş oldu.

1 yorum:

rahat-sız hatun dedi ki...

süper süper süper :)

bu arada saçın için üzüldüm.kuaför berber gerzekleri böyle işte. hep istediğin şekle kavuşamadan çıkarsın dükkandan.-şiirsel oldu vay be tebrik ediim kendim :)