13 Nisan 2010 Salı

dünya yansa yorganım yok içinde

selam ben adem'in üst sıra sol taraf azı dişiyim. yeterli mühimmat sağlanırsa dünyanın hakimiyetine talibim. bunu yapacak gücü kendimde hissediyorum, içim içime sığmıyor. ayrıca katıksız bir orospu çocuğum, 72 milletin binlerce farklı mensubundan toplanmış spermlerin toplandığı tek vücudum. can yakmak, zulmetmek en büyük hobilerimdir. hiçbir şekilde acımam yoktur. merhamet dilenenlerin karşılarına oturup saatlerce gülerim hiç üşenmem.

dişim ağrıyor dün geceden beri, intiharın eşiğine getirdi beni. diş ağrısı çok fena bir şey de bunu diş sahibi adamlara anlatmanın mantığı yok. bi benim dişim ağrıyo sanki amına koyim, diş ağrısı çok fenaymış. lafa bak.
dişçiye gitmekten ölesiye korkuyorum. dişçi koltuğuyla giyotini yan yana koysalar, hangisi deseler yemin ediyorum giyotine sokarım kafamı. zerre tereddüt etmem ipini de kendim keserim. dişçi koltuğu benim için bir korku ögesi. milyon dolarlık korku filmlerini gram gerilmeden izleyen ben, karşıma bir dişçi koltuğu fotoğrafı koysalar oracıkta bayılırım. öyle pis, öyle lanetli bir koltuk o işte.
devamsızlık sınırlarında fink attığım için bu dayanılmaz ağrıya rağmen okula gittim sabah, yolda yürürken insanlar garip garip bakıyorlardı. tuttum kolundan 'ne var lan ne var?' dedim birine, bir ayna uzattı bana. acıdan buruşturduğum surat şu şekli almış;



yaramazlık yapan çocuklara parmakla gösterilip 'bak bu adam zamanında annesine el kaldırmış allah da bunu çarpmış' diye ibret öznesi edilen heriflere dönmüşüm. acı vücuduma hakim olmuş, damarlarımdan kan değil ıstırap akıyor. cehennem için boşuna odun ateş falan kasmışlar, ambiyans yapmışlar diye geçirdim bi ara aklımdan, diz günahkar mevtanın ağzına 32 tane çürük diş, oturt bi kenara geç karşısına izle sonra. 'hohoho bana tapmayanı ben böyle yaparım işte' diye gül karşısında. orospu çocuğu şeytan da dürtüyo, sokuyo bunları aklıma. onun yüzünden beni yakacaklar. sonra okulda duramadım, diş çektirmeye gidiyorum deyip dersi terketmeye karar. kanlı gömleğini getireceğine söz verirsen salarım seni dedi bana hoca, dedim sana yalan borcum mu var olm benim, dedi ben ne bilecem senin dişçiye gittiğini şu an yalan söylüyo olabilirsin, dedim i find your lack of faith disturbing, sarıldım boğazına boğmaya çalıştım herifi, mengene gibi sıkan ellerimden seri bir hareketle kurtulup masanın üzerine çıktı ve i have the high ground dedi, dedim you underestimate my power, olduğum yerden atladım masanın üstüne. yetişemedim tabi, dizimi masanın kenarına çarpıp yere düştüm. dedi you were the chosen one, dedim i hate you. kalktım toparlandım sonra çıktım gittim sınıftan. şu an sınıftakilerin hepsi beni dişçideyim biliyor. ama ben gitmedim, gidemem. onlar da seviniyodur şimdi ben gittim diye. çünkü dişim öyle şiddetli ağrıyor ki ağrı önce diğer dişlere, sonra çevremdeki insanlara yayıldı. yolda yürürken yanından geçtiğim insanlar aniden ayağına top değmiş rivaldo gibi kıvranmaya başlıyorlar.

dişçiye gitmekten hayvan gibi korkmamın sebebi henüz ilkokuldayken beni lanetleyen götveren bir dişçidir. kayış suratlı bir ara geçiş formudur. sanırım 5. sınıftaydım, dişim çürümüştü ve çektirmem gerekti. zaten bugüne kadar sadece bir kez diş çektirdim, o da oydu. daha sonra sikseler gitmedim dişçiye, 42 tane dişim var. çürüyeni çektirmiyorum, bi köşede takılıyorlar. neyse o zamanlar ssk ymış, kuyrukmuş, çileymiş bilmiyorum. tuttu annem götürdü diş doktoruna, herif ilk aldı içeri iğne yaptı, daha sonra git biraz dışarda bekle dedi, o bölge uyuşacakmış ki acı hissetmeyecekmişim. öğle yemeği vakti de yaklaşıyor, birkaç hasta daha baktı beni içeri çağırdı. ağzımda hafif bir uyuşukluk var ama tam bir hissizlik yok. dayadı kerpeteni ağzıma, kavradı dişi sağa sola yatırmaya başladı. o an anladım ki uyuşma falan yok, acı aynen beyne, gidiyor ecdadımı sikiyor. With a pliers used by an anasını avradını siktiğim orospu çocuğu, you speak only in vowels. aha fight club'a da değdirdim. haliyle ses çıkaramıyorum, 'ocoyooo ooo ogozz' gibi sesler çıkarıyorum koltukta. herifin alnında ter damlaları kabardı, 'kökü sağlammış' diye sayıklıyor ama bırakmıyor asılmayı. illa orda o dişi çekecek ve siktir olup öğle yemeğine gidecek. bir miktar kan yuttum ve pes ettim, dedim öldürecek bu adam beni, komple çeneyi söküp gidecek. e el kadar çocuksun tabi, bağırmayı kesince acıdan bayılıyosun. ayıldığımda orospu çocuğu gitmişti, annem vardı başımda. dişimin yerinde derin bir oyuk vardı.

işte benim hikayem bu. o gün bu gündür dişçi koltuğu benim için bir idam sehpası, darağacı. ve şimdi, çektirmeden kesilmeyecekmiş gibi duran bir diş ağrım var. ekstra sinir yapıyor ağrı bende. 3 aydır facebook suggestions kısmında sırıtan olağanüstü güzel karıya 'hayatımdan çık artık orospu çocuğu siktir git rahat bırak beni' diye mesaj attım, bir de pokeladım hızımı alamayıp.

savaş boyalarını süründüm, savaşa hazırım. üç taraflı bir savaş olacak bu, ya diş, ya dişçi ya da ben kazanacağım. ve hepsine hükmedecek tek bir kerpeten... hüküm dağının ateşinde dövülmüş güç kerpeteni...

http://fizy.com/s/144pil

1 yorum:

Uğur ! dedi ki...

kralın dönüşüne az kalmış